Greenixten Haberler

Keşfedin, ilham alın ve yeşil dönüşüm yolculuğunuzda GreeniX Blogu takip edin

Karbon Ayak İzi Hesaplama Yöntemi

6 dk Okuma Süresi / 10.11.2025 / Genel
Keşfedin, ilham alın ve yeşil dönüşüm yolculuğunuzda GreeniX Blogu takip edin
Greenix

Karbon Ayak İzi Nedir?

Karbon ayak izi, bir bireyin, kuruluşun veya ürünün faaliyetleri sonucunda atmosfere salınan toplam sera gazı miktarını ifade eder. Bu değer genellikle karbondioksit eşdeğeri (CO₂e) olarak hesaplanır. Hesaplama; enerji tüketimi, ulaşım, üretim süreçleri, atık yönetimi ve tedarik zinciri gibi kaynaklara dayanır.
Karbon ayak izi ölçümü, emisyonların belirlenmesi ve azaltım stratejilerinin planlanması için temel bir veri sağlar. Bu nedenle, çevresel yönetim sistemlerinin, sürdürülebilirlik raporlarının ve net sıfır planlarının en kritik bileşenlerinden biridir.

Karbon Ayak İzi Hesaplamasının Amacı ve Önemi

Karbon ayak izi hesaplamasının temel amacı, faaliyetlerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını nicel olarak belirlemek ve bu veriler ışığında etkin azaltım stratejileri geliştirmektir. Bu süreç, sürdürülebilirlik yönetiminin ölçülebilir bir zemine oturmasını sağlar ve kurumların çevresel etkilerini sistematik şekilde kontrol altına almasına yardımcı olur.

Kurumsal ölçekte karbon ayak izi hesaplaması; enerji tüketim kalıplarının, üretim süreçlerinin ve tedarik zinciri operasyonlarının detaylı olarak incelenmesini gerektirir. Bu sayede enerji verimliliği fırsatları tespit edilir, kaynak kullanımı optimize edilir ve gereksiz maliyetler azaltılabilir. Ayrıca, karbon ayak izi verileri, CBAM (Carbon Border AdjustmentMechanism), ETS (EmissionsTrading System) ve TSRS (Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları) gibi uluslararası ve ulusal düzenlemelere uyumun teknik temelini oluşturur.

Yatırımcılar açısından da karbon ayak izi hesaplamaları önemli bir güven unsurudur. Kurumların emisyonlarını düzenli olarak ölçmesi ve azaltım planlarını raporlaması, çevresel risklerin yönetildiğini ve operasyonel sürdürülebilirliğin sağlandığını gösterir. Bu durum, ESG (Environmental, Social, Governance) performansının güçlenmesini ve sürdürülebilir finansman kaynaklarına erişimi kolaylaştırır.

Bireysel ölçekte ise karbon ayak izi hesaplaması, enerji tüketimi, ulaşım tercihleri ve tüketim alışkanlıklarının çevresel etkisini somutlaştırır. Böylece bireyler, kendi emisyonlarını azaltmaya yönelik hedefler belirleyebilir ve karbon nötr yaşam modellerine geçişte bilinçli adımlar atabilir.

Karbon Ayak İzi Hesaplamasında Kullanılan Uluslararası Standartlar

Karbon ayak izi hesaplaması, küresel ölçekte tanımlanmış metodolojiler ve standartlara dayanır. Bu standartlar, kurumların emisyon verilerini doğru, tutarlı ve karşılaştırılabilir biçimde raporlamasını sağlar. Böylece farklı sektörlerdeki kuruluşlar, sürdürülebilirlik performanslarını uluslararası düzeyde kıyaslayabilir ve doğrulanabilir bir emisyon yönetim sistemi kurabilir.

Karbon ayak izi hesaplamasında en sık kullanılan temel standartlar şunlardır:

  • ISO 14064: Kurumsal düzeyde sera gazı emisyonlarının ölçülmesi, doğrulanması ve raporlanmasına yönelik uluslararası bir çerçevedir. Üç bölümü bulunur: İlki organizasyon seviyesinde emisyon hesaplamasını, ikincisi proje bazlı azaltım uygulamalarını, üçüncüsü ise doğrulama ve belgelendirme süreçlerini kapsar. ISO 14064, işletmelerin karbon yönetimi sistemlerini ISO 14001 çevre yönetim sistemleriyle entegre yürütmesine de olanak tanır.
  • GHG Protocol (Greenhouse Gas Protocol): Dünya genelinde en yaygın kullanılan metodolojidir. Emisyonları Scope 1 (doğrudan emisyonlar), Scope 2 (dolaylı enerji emisyonları) ve Scope 3 (diğer dolaylı emisyonlar) olarak sınıflandırarak kapsamlı bir ölçüm yaklaşımı sunar. GHG Protocol, hem kurumsal karbon ayak izi hem de tedarik zinciri analizlerinde referans doküman niteliğindedir.
  • ISO 14067: Ürün veya hizmet bazlı karbon ayak izi hesaplamaları için geliştirilmiştir. Bu standart, yaşam döngüsü değerlendirmesi (LCA) prensiplerine dayanarak, ürünün hammadde temininden bertarafa kadar olan tüm süreçlerdeki karbon etkisini belirler. Özellikle eko-tasarım, karbon etiketleme ve ürün çevresel beyanı (EPD) çalışmalarında kullanılır.
  • IPCC Rehberleri: Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından yayımlanan bu rehberler, ülkelerin ve kurumların sera gazı emisyon faktörlerini belirlemesinde bilimsel temel sağlar. Bu kaynaklar, karbon hesaplamalarının ülke enerji karışımı, yakıt türleri ve proses farklılıklarına göre doğru yapılabilmesini mümkün kılar.

Hesaplama Kapsamlarının Belirlenmesi (Scope 1, Scope 2, Scope 3)

Karbon ayak izi hesaplamasında en temel adım, kurumun faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının hangi kapsam altında değerlendirileceğini doğru şekilde tanımlamaktır. Bu sınıflandırma, GHG Protocol (Greenhouse Gas Protocol) çerçevesine dayanır ve işletmenin doğrudan kontrol ettiği veya dolaylı olarak etkilediği tüm emisyon kaynaklarını üç ana başlık altında toplar. Bu kapsamlar, emisyon yönetiminin sınırlarını belirleyerek hem hesaplamaların doğruluğunu hem de raporlamanın uluslararası standartlarla uyumunu sağlar.

Scope 1 (Doğrudan Emisyonlar), şirketin kontrolü altındaki faaliyetlerden kaynaklanan sera gazı salımlarını ifade eder. Bunlar genellikle tesislerde kullanılan fosil yakıtlar, üretim proseslerinde açığa çıkan gazlar veya kurumun araç filosundan kaynaklanan yakıt tüketimi gibi doğrudan emisyonlardır. Bu nedenle Scope 1, şirketin operasyonel sınırları içinde yönetilebilen, ölçümü en net ve azaltımı en hızlı gerçekleştirilebilen emisyon grubudur. Enerji dönüşümü projeleri, fosil yakıt kullanımının azaltılması ve süreç optimizasyonları bu alanda etkili sonuçlar doğurur.

Scope 2 (Dolaylı Enerji Emisyonları) ise şirketin doğrudan üretmediği, ancak tüketime bağlı olarak sebep olduğu enerji kaynaklı emisyonları kapsar. Örneğin, satın alınan elektrik, buhar veya ısı üretimi sırasında ortaya çıkan sera gazları bu kapsamda değerlendirilir. Scope 2 emisyonları, özellikle enerji yoğun sektörlerde toplam karbon ayak izinin önemli bir kısmını oluşturur. Bu nedenle kurumların enerji verimliliği yatırımlarına yönelmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarını tercih etmesi veya I-REC gibi yenilenebilir enerji sertifikalarıyla enerji tüketimini dengelemesi kritik önem taşır.

Scope 3 (Diğer Dolaylı Emisyonlar) ise hesaplamanın en geniş ve karmaşık alanıdır. Şirketin tedarik zinciri boyunca gerçekleşen tüm dolaylı emisyonları kapsar ve genellikle toplam karbon ayak izinin en büyük payını oluşturur. Hammadde tedariki, taşımacılık, iş seyahatleri, ürünün kullanım ömrü boyunca ortaya çıkan emisyonlar ve atık yönetimi süreçleri bu kapsamda değerlendirilir. Scope 3’ün ölçülmesi, doğrudan kontrol dışındaki aktörlerle (tedarikçiler, müşteriler, lojistik firmaları vb.) iş birliği gerektirir. Bu nedenle sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi ve tedarikçi değerlendirme sistemleri, bu kapsamın yönetiminde en etkili araçlardandır.

CBAM (Sınırda Karbon Düzenlemesi) ve ETS (Emisyon Ticaret Sistemi) gibi karbon fiyatlandırma mekanizmaları, firmaların doğrudan ve dolaylı emisyonlarını ayrıntılı şekilde beyan etmelerini zorunlu kılar. Bu sistemlere uyum sağlayabilmek için kurumların karbon ayak izi raporlamasında kapsamların net bir biçimde tanımlanması, sınırların belirlenmesi ve veri toplama süreçlerinin bu çerçeveye göre kurgulanması gerekir.

Veri Toplama Süreci: Enerji, Ulaşım ve Atık Yönetimi

Karbon ayak izi hesaplamasının en kritik aşamalarından biri, doğru ve güvenilir verilerin toplanmasıdır. Emisyon hesaplamalarının doğruluğu, kullanılan verilerin kalitesiyle doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle, kurumların enerji tüketimi, ulaşım faaliyetleri ve atık yönetimi süreçlerine ilişkin tüm verileri sistematik bir şekilde toplaması gerekir. Veri toplama süreci, aynı zamanda kurumun sürdürülebilirlik performansını ölçebileceği bir altyapının oluşturulmasını sağlar.

Enerji Tüketimi Verileri:
Kurumsal karbon ayak izinin en büyük bileşeni genellikle enerji kaynaklı emisyonlardır. Bu nedenle elektrik, doğalgaz, LPG, motorin veya kömür gibi enerji türlerinin tüketim miktarları detaylı olarak toplanmalıdır. Tüketim verileri, fatura kayıtlarından, sayaç okumalarından veya enerji yönetim sistemlerinden elde edilir. Elektrik tüketiminde, yerel şebeke emisyon faktörleri (örneğin Türkiye için TEİAŞ veya IPCC katsayıları) kullanılarak Scope 2 emisyonları hesaplanır. Ayrıca yenilenebilir enerji kullanımı (örneğin güneş panelleri, I-REC sertifikalı elektrik) ayrı bir kategori olarak belirtilmelidir; çünkü bu, emisyon azaltım planının en güçlü göstergelerindendir.

Ulaşım ve Lojistik Verileri:
Kurum içi ve kurum dışı ulaşım faaliyetleri, karbon ayak izinin ikinci büyük bileşenini oluşturur. Şirket araç filosunun yakıt tüketimi, lojistik taşımacılık faaliyetleri, iş seyahatleri ve çalışanların işe gidiş-geliş modelleri bu kapsamda değerlendirilir. Yakıt tüketimi litre veya kilometre bazında toplanır ve ilgili emisyon faktörleri (örneğin DEFRA, IPCC, Ecoinvent) aracılığıyla CO₂ eşdeğerine dönüştürülür. Lojistik sektöründeki şirketlerde, nakliye rotalarının optimizasyonu ve düşük emisyonlu araç kullanımı hem maliyet hem de karbon azaltımı açısından büyük avantaj sağlar.

Atık Yönetimi Verileri:
Atık yönetimi süreci, doğrudan üretim ve operasyonel faaliyetlerden kaynaklanan emisyonları içerir. Bu veriler; atık miktarı (kg veya ton), atık türü (örneğin tehlikeli, ambalaj, organik vb.) ve bertaraf yöntemi (depolama, yakma, geri dönüşüm) bazında toplanmalıdır. Farklı bertaraf yöntemleri farklı emisyon faktörlerine sahiptir; örneğin geri dönüşüm, depolamaya kıyasla çok daha düşük karbon etkisi yaratır. Kurumlar ayrıca, atık minimizasyonu ve döngüsel ekonomi uygulamaları sayesinde bu alandaki emisyonlarını önemli ölçüde azaltabilirler.

Veri toplama sürecinde şeffaflık, izlenebilirlik ve doğrulanabilirlik ilkeleri büyük önem taşır. Bu nedenle kurumların, her veri kaynağını belgelendirmesi ve düzenli aralıklarla güncellemesi gerekir. Otomatik veri toplama sistemleri (örneğin enerji yönetim yazılımları, ERP entegrasyonları veya IoT sensörleri) bu süreçte hata payını azaltır ve raporlamayı hızlandırır.

Emisyon Faktörleri Nasıl Kullanılır?

Karbon ayak izi hesaplamasında en temel unsurlardan biri emisyon faktörleridir. Emisyon faktörleri, belirli bir faaliyet sonucunda atmosfere salınan sera gazı miktarını (genellikle CO₂ eşdeğeri cinsinden) hesaplamak için kullanılan bilimsel katsayılardır. Basit bir ifadeyle, bir emisyon faktörü; birim tüketim başına (örneğin 1 kWh elektrik, 1 litre motorin veya 1 ton atık) ortaya çıkan karbon miktarını temsil eder.

Emisyon faktörleri, faaliyet verilerinin ölçülebilir emisyonlara dönüştürülmesini sağlar. Örneğin, bir fabrikanın yıllık 10.000 kWh elektrik tüketimi varsa, bu miktar elektrik için belirlenen emisyon faktörüyle çarpılarak toplam CO₂ eşdeğeri hesaplanır. Böylece soyut enerji tüketimi verisi, doğrudan çevresel etkiyi yansıtan sayısal bir değere dönüştürülür.

Emisyon faktörleri, uluslararası kuruluşlar tarafından yayımlanan rehber ve veri tabanlarına dayanır. En yaygın kullanılan kaynaklar arasında IPCC (Intergovernmental Panel on Climate Change), DEFRA (UK Department for Environment, Food & Rural Affairs), Ecoinvent ve EPA (U.S. Environmental Protection Agency) bulunmaktadır. Türkiye özelinde ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, elektrik üretimi ve yakıt tüketimi gibi konularda ulusal emisyon faktörleri yayımlamaktadır.

Her emisyon faktörü, faaliyet türüne, yakıt bileşimine ve ülkenin enerji üretim karışımına bağlı olarak değişir. Örneğin, kömürle üretilen elektriğin emisyon faktörü, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriğe kıyasla çok daha yüksektir. Bu nedenle, doğru faktör seçimi, hesaplamanın güvenilirliği açısından kritik öneme sahiptir.

Ayrıca, emisyon faktörleri yalnızca CO₂’yi değil, CH₄ (metan) ve N₂O (diazot monoksit) gibi diğer sera gazlarını da içerir. Bu gazlar, küresel ısınma potansiyeli (GWP – Global Warming Potential) katsayılarıyla çarpılarak CO₂ eşdeğeri cinsine dönüştürülür. Örneğin, 1 ton metan emisyonu yaklaşık 28 ton CO₂ etkisine denk gelir. Bu yaklaşım, tüm sera gazlarını ortak bir ölçekte değerlendirmeyi mümkün kılar.

Kurumsal düzeyde karbon ayak izi çalışmaları yaparken, emisyon faktörleri ile faaliyet verilerinin birbiriyle uyumlu birimlerde olması gerekir. Enerji verileri kWh veya GJ cinsinden, yakıt tüketimleri litre veya ton cinsinden, ulaşım verileri ise kilometre bazında olmalıdır. Farklı birimler kullanıldığında, hesaplamalarda hatalar ortaya çıkabilir.

Doğru seçilmiş ve güncel emisyon faktörleri, yalnızca karbon ayak izi raporlamasının doğruluğunu değil, aynı zamanda gelecekteki azaltım senaryolarının da güvenilirliğini sağlar. Bu nedenle, kurumların uluslararası rehberleri takip etmesi, kullanılan faktörleri yıldan yıla güncellemesi ve hesaplama sürecini bağımsız doğrulama ile desteklemesi önerilir.

Karbon Ayak İzi Hesaplama Formülleri ve Temel Yaklaşımlar

Karbon ayak izi hesaplamasında temel amaç, kurumun veya ürünün belirli bir zaman diliminde atmosfere saldığı sera gazı miktarını nicel olarak ortaya koymaktır. Bu hesaplama, faaliyet verileri ile ilgili emisyon faktörlerinin bir araya getirilmesiyle yapılır. En basit tanımıyla karbon ayak izi hesabı şu formülle ifade edilir:

Karbon Ayak İzi (CO₂e) = Faaliyet Verisi × Emisyon Faktörü

Bu formül, karbon hesaplamasının omurgasını oluşturur. Örneğin bir işletme 15.000 litre dizel yakıt tüketmişse ve dizelin emisyon faktörü 2,68 kg CO₂e/litre ise, bu durumda yıllık emisyon miktarı 15.000 × 2,68 = 40.200 kg CO₂e (40,2 ton CO₂e) olacaktır. Aynı mantık, elektrik, doğalgaz, su tüketimi, lojistik faaliyetleri veya atık yönetimi gibi tüm faaliyetler için uygulanır.

Temel Yaklaşımlar: Faaliyet Bazlı ve Harcama Bazlı Yöntemler

Karbon ayak izi hesaplamasında kullanılan iki temel yöntem bulunmaktadır:

  1. Faaliyet Bazlı (Activity-Based) Yaklaşım:
    Bu yöntem, doğrudan ölçülebilen faaliyet verilerine (örneğin enerji tüketimi, yakıt miktarı, taşınan yük, atık miktarı) dayanır. GHG Protocol ve ISO 14064 gibi standartlarda önerilen en güvenilir yöntemdir. Gerçek operasyonel veriler kullanıldığı için doğruluk oranı yüksektir.
  2. Harcama Bazlı (Spend-Based) Yaklaşım:
    Özellikle veri eksikliği olan durumlarda kullanılır. Burada faaliyet miktarı yerine finansal veriler (örneğin yakıt harcaması, elektrik faturası, satın alma maliyeti) dikkate alınır. Harcama birimleri, sektör veya ürün bazlı karbon yoğunluk katsayılarıyla çarpılarak emisyon hesaplanır. Ancak bu yöntem tahmini sonuçlar ürettiği için genellikle geçici veya destekleyici analizlerde tercih edilir.

Ürün Bazlı Hesaplamalar (Life Cycle Approach)

Ürünlerin karbon ayak izi hesaplamasında yaşam döngüsü yaklaşımı (LCA – Life Cycle Assessment) kullanılır. Bu yaklaşım, ürünün “ham madde çıkarımından nihai bertarafa kadar” olan tüm süreçlerini (cradle-to-grave) kapsar. Böylece üretim, taşıma, kullanım ve atık aşamalarındaki toplam emisyon miktarı belirlenir. Ürün bazlı hesaplamalarda ISO 14067 standardı referans alınır. Bu yöntem, özellikle EPD (Environmental Product Declaration) belgesi hazırlayan firmalar için zorunludur.

Kapsam Bazlı Hesaplamalar

Kurumsal karbon ayak izi hesaplamalarında ise veriler Scope 1, Scope 2 ve Scope 3 olarak ayrılarak toplanır. Her kapsamın emisyon faktörleri ve veri kaynakları farklıdır. Bu ayrım, emisyon yönetimini kolaylaştırır ve hangi alanlarda azaltım yapılabileceğini net şekilde ortaya koyar. Örneğin Scope 1 için yakıt tüketimi verileri, Scope 2 için elektrik faturaları, Scope 3 içinse tedarik zinciri ve iş seyahatleri dikkate alınır.

Veri Kalitesi ve Belirsizlik Analizi

Hesaplama sürecinde kullanılan verilerin doğruluğu, karbon ayak izi sonucunun güvenilirliği açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, her veri kaynağı için ölçüm doğruluğu, kullanılan yöntem ve emisyon faktörünün güven düzeyi not edilmelidir. GHG Protocol, belirsizlik analizleri için %10–20’lik hata payı aralığını kabul edilebilir sınır olarak önerir.

Doğru veri toplama, uygun standart seçimi ve metodolojik tutarlılık; yalnızca karbon ayak izi raporlamasını güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda net sıfır stratejilerinin de bilimsel temele oturmasını sağlar. Bu nedenle, kurumların sürdürülebilirlik danışmanlığı kapsamında hem faaliyet bazlı hem de yaşam döngüsü bazlı yaklaşımları birlikte değerlendirmesi önerilir.

Kurumsal Karbon Ayak İzi ile Ürün Bazlı Hesaplama Arasındaki Fark

  • Kurumsal Karbon Ayak İzi: Bir şirketin tüm operasyonlarından kaynaklanan yıllık sera gazı salımlarını kapsar. Stratejik planlama, hedef belirleme ve sürdürülebilirlik raporlaması için kullanılır.
  • Ürün Bazlı Karbon Ayak İzi: Belirli bir ürünün yaşam döngüsü boyunca (hammadde, üretim, lojistik, kullanım, bertaraf) neden olduğu toplam emisyonları ölçer.

Kurumsal düzeyde yapılan hesaplama, sürdürülebilirlik danışmanlığı süreçlerinde şirketin genel çevresel etkisini optimize etmeye yararken; ürün bazlı analiz, çevre dostu tasarım ve eko-etiketleme gibi stratejiler için temel oluşturur.

Sonuçların Analizi ve Raporlanması

Hesaplanan emisyon verileri, yıllık veya dönemsel raporlar halinde değerlendirilir.
Analiz aşamasında:

  • En yüksek emisyon kaynaklarının belirlenmesi,
  • Zaman içindeki değişimlerin izlenmesi,
  • Sektörel kıyaslamalar yapılması,
  • CBAM ve ETS uyum süreçlerine entegrasyon,
  • Karbon dengeleme (offset) politikalarının oluşturulması

gibi adımlar yer alır.
Bu raporlar, hem iç paydaşlara (yönetim, çalışanlar) hem de dış paydaşlara (yatırımcılar, kamu otoriteleri) yönelik şeffaf bir iletişim aracıdır.

Karbon Azaltım Stratejilerinin Belirlenmesi

Karbon ayak izini azaltmak, yalnızca emisyonları ölçmekle değil; bu verileri stratejik aksiyon planlarına dönüştürmekle mümkündür.
Bu kapsamda uygulanabilecek temel adımlar:

  • Enerji verimliliği projeleri: LED dönüşümü, ısı yalıtımı, yenilenebilir enerji kullanımı.
  • Ulaşım optimizasyonu: Araç paylaşım sistemleri, elektrikli araç dönüşümü, filo yönetimi.
  • Atık yönetimi: Geri dönüşüm oranlarının artırılması, sıfır atık uygulamaları.
  • Karbon ofsetleme: Yenilenebilir enerji, ormanlaştırma veya karbon kredisi satın alımı yoluyla dengeleme.

Kurumsal ölçekte bu sürecin profesyonel biçimde yürütülmesi için karbon ayak izi raporlaması  hizmetleri kritik öneme sahiptir.Greenix olarak bizler de kurumlara bu süreçte uluslararası standartlara uygun veri toplama, hesaplama ve raporlama desteği sunarak sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarını sağlıyoruz.

 

 

 

Uzmanımızla görüşün

Sürdürülebilirlik çözümleri uzmanlığımız ve projelerimiz hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen bizimle iletişime geçin.